1/ 11

Sabah 09:30’da Ulutour Turizm ofis önünden hareket ederek turumuza başlıyoruz. Değirmendere boyunca ilerlerken doğanın sunduğu benzersiz manzaralar eşliğinde yaklaşık 45 dakikalık bir yolculukla Maçka’ya ulaşıyoruz. Buradan Altındere Vadisi boyunca devam ederek Altındere Milli Parkı’na varıyoruz. Servislerle Sümela Manastırı’nın başlangıç noktasına çıkıyor, ardından kısa bir yürüyüşle bu büyüleyici tarihi yapıyı keşfediyoruz. Manastır ziyaretimizin ardından Zigana Dağı’na doğru hareket ediyoruz. Orman içinde, huzur veren doğa atmosferinde öğle yemeği molası veriyoruz. Ardından, lezzetiyle ünlü sütlacın tadına varmak için Hamsiköy’e geçiyoruz. Keyifli bu molanın ardından tarihi İpek Yolu’nu takip ederek Zigana Geçidi’ni geçiyor ve Torul ilçesi sınırlarındaki Karaca Mağarası’na varıyoruz. Doğanın muhteşem bir sanat eseri gibi işlendiği mağaranın etkileyici oluşumlarını keşfettikten sonra yöresel lezzetler olan pestil ve köme alışverişi için kısa bir mola veriyoruz. Turumuzun finalinde, bölgenin en etkileyici noktalarından biri olan Torul Cam Seyir Terası’na ulaşıyoruz. 240 metre yükseklikten Trabzon ve Gümüşhane’nin nefes kesici manzarasına tanıklık ediyoruz. Sonrasında dönüş yoluna geçerek trafik durumuna bağlı olarak 18:00 - 19:30 saatleri arasında Trabzon’a varıyor ve bir başka Ulutour gezisinde görüşmek üzere turumuzu tamamlıyoruz.

SÜMELA MANASTIRI TARİHÇESİ

Koordinatları :
40°41′31″N 39°39′28″E / 40.69194°N 39.65778°E

SUMELA MANASTIRI, 1903

Sümela Manastırı, Trabzon ili, Maçka ilçesi, Altındere köyü sınırları içerisinde yer alan (Eski Yunanca adı: Panagia) deresinin batı yamaçlarında Kara (Eski Yunanca adı: Mela) tepesi üzerinde deniz seviyesinden 1.150 m yükseklikteki eski Yunan Ortodoks manastır ve kilise kompleksi olup, tam adı Panagia Sumela ( Παναγία Σουμελά ) veya ‘’ Theotokos Sumela’’dır.

TARİHÇE
Kilisenin MS 365-395 tarihleri arasında inşa edildiği sanılmaktadır. Anadolu'da sıkça rastlanılan Kapadokya kiliseleri tarzında yapılmış, hatta Trabzon'da Maşatlık mevkiinde benzeri bir mağara kilisesi daha vardır. Kilisenin ilk kuruluşu ile manastır haline dönüşümü arasındaki 1000 yıllık dönem hakkında fazla bir şey bilinmemektedir.

Karadeniz Rumları arasında anlatılan bir efsaneye göre; Atina'lı Barnabas ile Sophronios adlı bu iki keşiş rüyalarında İsa’nın öğrencilerinden Aziz Luka’ın yaptığı üç Panagia ikonundan, Meryem'in bebek İsa’yı kollarında tuttuğu ikonun bulunduğu yer olarak bugün ki Sümela'nın yerini görmüşler. Bunun üzerine birbirlerinden habersizce deniz yoluyla Trabzon'a gelmiş, orada karşılaşıp gördükleri rüyaları birbirlerine anlatmışlar. Böylece ilk kilisenin temelini bu şekilde atmışlar. Bununla birlikte manastırdaki fresklerde de sıkça yer alan ve özel bir önem verilen Trabzon İmparatoru III. Aleksios'un (1349-1390) manastırın gerçek kurucusu olduğu sanılmaktadır.

14. yüzyılda Türkmen akınlarına maruz kalan kentin savunmasında ileri karakol görevi üstlenen manastırın statüsünde Osmanlı fethinden sonra bir değişiklik yapılmamıştır. Yavuz Sultan Selim'in Trabzon’da ki şehzadeliği sırasında iki büyük şamdanı da manastıra hediye ettiği söylenmektedir. Fatih Sultan Mehmet, II. Murat, I. Selim, II. Selim, III. Murat, İbrahim, IV. Mehmet, II. Süleyman ve III. Ahmet'in de manastırla ilgili birer fermanları bulunmaktadır. Osmanlı döneminde manastıra sağlanan imtiyazlar, Trabzon ve Gümüşhane bölgesinin İslamlaşması sırasında özellikle Maçka ve kuzey Gümüşhane'de Hıristiyan ve gizli Hıristiyan köyleri ile çevrili bir alan oluşturmuştur.

18 Nisan 1916’dan 24 Şubat 1918’e kadar süren Rus işgali sırasında Maçka civarındaki diğer manastırlar gibi bağımsız bir Pontus devleti kurmak isteyen Rum milislerin karargahı olmuş, nüfus mübadelesi ile bölgedeki Hıristiyanların Yunanistan'a gönderilmesinin ardından önemini yitirerek T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yakın zamanda onarılana dek kaderine terk edilmiştir.

Yunanistan'a mübadele ile göçen Karadenizli Rumlar Veria kentinde Sümela adını verdikleri yeni bir kilise inşa etmişlerdir. Her yıl Ağustos ayında tıpkı geçmişte Trabzon Sümela Manastırında yaptıkları gibi yeni manastırın çevresinde geniş katılımlı şenlikler düzenlemektedirler.

2010 yılında Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti'nin izni ile Hıristiyanlarca Meryem Ana'nın göğe yükseliş günü olarak kabul edilen ve kutsal sayılan 15 Ağustos günü 88 yıl aradan sonra ilk ayin düzenlenmiş, ayini Fener Rum Patriği Dimitri Bartholomeos yönetmiştir.

Freskler
Kilisenin içi fresklerle kaplıdır. Kilise içinde Meryem figürleri Gürcülerin kullandıkları Gürcü Madonna(Meryem ana) şeklinde resmedilmiştir.Asıl kilisenin apsis kısmında, güney duvarında yukarıda Meryem'in doğuşu ve mabede sunuluşu, tebliğ,Hz. İsa'nın doğuşu, mabede sunuluşu, hayatı, ve İncil’den resimler yer almaktadır.

Güney kapısında Meryem'in ölümü ve havariler.
Kilisenin doğuya bakan yukarı kısmında 2. sırada Genesis, Ademin yaratılışı, Havva'nın yaratılışı, Tanrı'ın tembihi, İsyan (Adem ile Havva’nın yasak meyveyi yemeleri), Cennetten kovulma, 3. sırada Yeniden dirilme, Thomas'ın şüphesi, Kabirde bir melek, Nikaia konsülü. Apsis kısmının dışında yukarıda Mikail, Cebrail bulunmaktadır